TSD Malatya Şubesinin kurucu üyeleri arasında yer
alan, yönetim ile denetleme kurulunda görev yapan ve 9 Nisan 1997 yılında
kaybettiğimiz yol arkadaşım, mücadele arkadaşım, şair arkadaşım ve kader
arkadaşım Hüseyin Kılıç’ı vefatının 18. yıldönümünde kardeşi Devrim Kılıç ile
mezarı başında rahmetle andık...
Henüz 27 yaşındayken hayatını kaybeden kader arkadaşım
Hüseyin Kılıç’a Allahtan rahmet diliyorum... Mekânı cennet olsun... Ruhu şad
olsun...
Yaşarken en büyük arzusu olan şiir kitabı çıkarmayı
ölüm yıl dönümünde gerçekleşmiş olması beni çok duygulandırdı...
"Ölüm
Gül Kokan Yar Olsun" isimli şiir
kitabını ölüm yıldönümünde kardeşi Devrim ile mezarına, başucuna bıraktık...
Yıllar sonra da olsa en büyük hayaline kavuştu arkadaşım,
yoldaşım…
Ömrü yetmiş olsaydı, aramızda yaşamış olsaydı
düşünceleriyle, fikirleriyle ve şiirleriyle çok iyi bir yerde bulunurdu…
Mezarı başında kelimelerin anlamını yitirdiği anlardan
birini yaşıyordum..
Diyecek, anlatacak çok şey vardı...
Ancak kelimeler söze dönüşmüyor, boğazımda düğümlenip
kalıyordu...
Yiğit yürekli, güzel ruhlu arkadaşım kısa ve acı dolu
ömrünü bir şiir tadında yaşadı...
Yaşadıklarını, duygularını, özlemlerini, sevinçlerini,
üzüntülerini, umutlarını kelimelere aktararak bizlere miras bıraktı ve bugün o
mirası okuyan her insan onun ne kadar güzel yürekli biri olduğunu anlayacak...
Kader arkadaşımı mezarı başında ziyaret ederken, o
duygulu anı yaşarken gözyaşlarıma hâkim olamadım, yıllar sonra kader arkadaşımı
mezarı başında ziyaret etmek beni çok etkiledi...
Konumu benden daha ağır olmasına rağmen bir gün dahi
umutsuzluğa kapıldığını hiç görmemiştim...
Hep gözlerinin içi gülerken görürdünüz, hep gelecekten
umutlu yarınlardan konuşur, çevresindeki insanlara azimli olmalarını söyler ve
mücadele ruhu aşılamaya çalışırdı...
Bir gün dahi batan güneşten bahsettiğini duymadım.
Hep doğan/doğacak güneşli, aydınlık ve umutlu
günlerden bahsederdi...
Ağır engelli olmasına rağmen yaşama sevincini hiç
kaybetmezdi. Bir an dahi hayata küstüğünü ve isyan ettiğini görmedim…
Hayatın ve yaşamın önüne koyduğu ve çıkardığı tüm
engellere karşı direnme gücünü sanattan ve şiirlerden alırdı.
Şiirleri onu yaşama bağlayan tek kaynaktı diyebilirim…
Öldüğü ana kadar kâğıtlardan ve kalemlerden hiçbir
zaman ayrılmadı…
Ölümünden bir gün sonra onun anısına yazdığım kısa bir
şiirde dile getirdiğim gibi onu yazmaktan ve okumaktan ancak ölüm ayırabilirdi…
Ve öyle de oldu…
Ayrılık
Ayırmak
zordu seni
Kalemlerden,
kitaplardan
O
sarı sayfalardan
Ta
ki ecel seni
Bizlerden
ayırana kadar…
Ancak ne olursa olsun ölüm onu çok erken bizlerden
ayırdı...
Kendi hayaline kavuşamadan kendi güneşini göremeden
aramızdan ayrıldı...
Her ölüm erken ölüm derler, bu arkadaşım için
gerçekten erken ölüm oldu...
Nisan ayında iki sevdiğim kader arkadaşımı
kaybettiğimden sevmiyorum, sevemiyorum...
Mezarı başında o duygulu anları yaşamama neden olan
kardeşi Devrim Kılıç’a ve "Ölüm Gül
Kokan Yar Olsun" adlı şiir kitabının hazırlanmasında ve
yayınlanmasında büyük destek veren saygıdeğer hocam Süleyman Özerol’a çok teşekkür
ediyorum...
Şiir kitabından iki adet şiirini sizlerle paylaşmak
istiyorum…
Bir Anda
Üç dost yan yana
Bir anda uzandık
usulca Arguvan’a
Türküleri dolaştı
dudaklarımızda
Ve harmandan dönen
sevdalımız
Oturdu masamıza
“Derdi güzel ağlama”
Açın Kapıları
Açın kapıları
Yolcuyum bu gece
Ağlamayın davul
çalın
Haykıran dilde
Susmayan yürekteyim

Yorumlar
Yorum Gönder