Son yıllarda gazete ve
televizyon gibi ulusal medyaya yansıyan haberlerde ülke genelinde engelliler
ile yaşlılara hizmet veren kamu ve özel rehabilitasyon ve bakım merkezlerinde
her türlü kaba şiddet, işkence, cinsel istismar, taciz ve tecavüz gibi
haberleri izlemediğimiz gün yok gibi.
Özellikle son bir yıl
içerisinde onlarca haber gördüm ve okudum.
Bakıma muhtaç engelliler ile
yaşlıların kaldığı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde ki iğrenç olayları her
okuduğum ve izlediğim haberden sonra bunalıma girdim.
Her haberden sonra insanlığımdan
ve insan olduğumdan daha çok utanır oldum.
Son bir yıl içerisinde
medyaya yansıyan ve izleyenlerin, okuyanların kanını donduran olaylardan birkaç
örnek vermek istiyorum…
Malatya’da faaliyette
bulunan Özel Evin Bakım Merkezi’nde kalan bakıma muhtaç bedensel ve ruhsal
engellilerden bazılarının çöp poşetleriyle yataklarına bağlandığı, bu nedenle
engellilerin ellerinde ve kollarında morluklar oluştuğu, engellilerin birbiriyle
kavga ettiği ve çalışan görevlilerin olayı görmelerine rağmen vurdumduymaz
davrandığı ve oralı dahi olmadığı, engellilere yedirilmesi gereken yemekler ile
bakanlığa bildirilen resmi listede ki yemeklerin aynı olmadığı,
Giresun’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Giresun Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan zihinsel engelli hastalara kurumda çalışan
bazı görevliler tarafından kaba şiddet uygulayarak kolları ve bacakları
kırılıncaya kadar işkence yapıldığı, küfür ve tehdit ettikleri, kaynar suyla
haşlarcasına yakıldıkları, tedavi edilmemeleri için engellendiği, aç bırakma
cezası verildiği ve daha dile getirilmeyen çok iğrenç uygulamaların yapıldığı,
Bursa’da faaliyette bulunan
İbn-i Sina Özel Bakım Merkezi’nde kalan bakıma muhtaç zihinsel engelliler ile
yaşlılara kaba şiddet uygulanarak dayak atıldığı, zihinsel engelli hastalar dövülerek kelepçe
ile kalorifer peteklerine kelepçelendiği, elleri ile kollarının koli bandıyla
vücutlarına bağlandığı, ailelerin getirdiği yiyecekler dahi verilmeyerek aç
bırakıldığı, yaşlılardan hasta olan yedi kişinin zamanında tedavileri
yapılmalarının önlendiği ve hastaneye gönderilmeleri için ambulans çağrılmadığı
için öldüğü, hijyen konularına hiç dikkat edilmediği, et, süt ve balık gibi
yemeklerin verilmediği, yedirilmesi gereken yemekler ile yedikleri yemeklerin
aynı olmadığı,
Kocaeli
Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan zihinsel ve ruhsal engelli 36 kadın
istekleri dışında başka kurumlara gönderilmesiyle ortaya çıkan diğer bir olayda
ise engelli kadınlardan bazılarının cinsel istismara uğradıkları, kurum
görevlilerinin bilmelerine rağmen önlem almadıkları bunun yerine kadınları
sürgün gibi başka kurumlara gönderdikleri,
Şanlıurfa ilinde Aile ve
Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne bağlı Karaköprü Engelsiz Yaşam Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan 35 yaşındaki zihinsel engelli kadına kurumda
çalışan görevli tarafından banyo yaptırılırken üzerine kaynar su dökülerek
haşlandığı ve bunun sonucunda birinci ve üçüncü derecede yanıkların oluştuğu,
Adana’nın Merkez Çukurova
İlçesi Karslılar Mahallesi’ndeki bir rehabilitasyon merkezine giden down
sendromlu 13 yaşındaki Şakir Ethem Bozdoğanlı akşam servis tarafından evine
bırakıldığında gözlerinin morarmış ve kan çanağına dönüştüğü, yüzünün yara bere
içerisinde olduğu, çocuğun o hale nasıl geldiğinin bilinmediği ve
Zonguldak’da Alaplı
ilçesinde faaliyette bulunan özel bir rehabilitasyon ve bakım merkezinde kalan
engellilere şiddet uygulanarak dayak atıldığı, çeşitli işkenceler yapıldığını duygulanarak,
yüreğimiz burkularak, gözlerimiz dolu dolu ağlayarak izledik ve okuduk.
Yukarıda örnek olarak
yazdığım olaylardan sadece birkaç tanesidir. Bunlar gibi daha onlarca, yüzlerce
olaylar yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir.
Kaba şiddet, her türlü
işkence, cinsel istismar, taciz, tecavüz, aç bırakma, ölüme sebep olma ve daha
neler neler…
Yapılanların Çin
işkencesinden kalır yanı yok.
Nereye gidiyor, ne yapıyor
bunları yapan insan denen müsveddeler…
Bunları bilen, şahit olan,
gören, okuyan, duyan yetkililer ile yetkisiz olan bizler ne yapıyoruz nereye
gidiyoruz…
Bunların bazıları resmi kamu
kurumlarında yaşanması ise daha da düşündürücüdür. Resmi kurumlarda bunların
yaşanıyor olması üzerinde ciddi ciddi durulması ve düşünülmesi gerekiyor.
Bu olayları gördükçe yıllar
önce ilimizde yaşanan bir olay aklıma geliyor ve merak ediyorum.
Ekim 2005 tarihinde ulusal
medyaya yansıyan ve bira anda Türkiye gündemine oturan Malatya SHÇEK
bünyesindeki 0-6 yaş arası çocuk yuvasında yaşanan olaylardan sonra dönemin
Valisi Osman Derya Kadıoğlu görevden alınarak merkeze atanmıştı.
Bu olayda dayak ve şiddet
gibi çeşitli olaylar yaşanmış ve bir valinin görevden alınmasına neden olmuştu.
Peki, Çin işkencesini dahi aratmayacak şekilde dayak, şiddet, ölüme sebebiyet
olma, taciz ve tecavüz gibi olayların yaşandığı illerde hangi valiler ile kurum
yetkilileri görevden alındı?
Sözün özü, toplum olarak
duyarlı, hem de çok duyarlı bir toplumuz…
Aslında fazla söze gerek yok her şey ortada…
Yorumlar
Yorum Gönder