Yıllardır
binlerce sayıda vatandaşımızın terör olayları nedeniyle yaşamını yitirdiği ve yaralanarak
engelli kaldığı saldırıların son dönemlerde artış göstermesi bütün
vatandaşlarımızı endişeye düşürmekte ve üzüntüye boğmaktadır.
Son aylarda da
art arda yaşanan terör ve şiddet olayları nedeniyle yüzlerce sayıda
vatandaşımız, askerimiz ve polisimiz yaşamını yitirdi.
Son olarak
Ankara Tren Garı’nda yaşadığımız canlı bomba olayında onlarca insanımız
yaşamını yitirdi. Bunlar arasında Malatya’dan da gencecik çocuklarımız,
canlarımız ve kanlarımız bulunuyordu. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun, ailelerinin, sevenlerinin ve
ülkemizin başı sağ olsun.
İşte bu
nedenle kaç gündür elime kâğıt kalem alamıyorum. İçimden ne okumak, ne yazmak
ne de araştırmak gelmiyor. Tüm heveslerim, isteklerim bir bir yitip gitti.
Karamsarlık bulutu sardı dört bir yanımı. Ankara Garı’nda patlayan canlı
bombayla birlikte onlarca canımız ve kanımız hayatını
kaybedip gitmişken, ülkenin bağrına acıdan koca bir hançer saplanmışken, insanlar
gözyaşlarına boğulmuşken bende nasıl heves kalır ki…
Yaşanan bu terör olayları tüm yürekleri bir kez daha yakmış, herkesi
üzüntüye boğmuştur. Sadece evlatlarını yitiren aileleri değil, ülkede ki her
aileyi, her ferdi kahretmiştir bu vahşet.
Dünyada ve ülkemizde yaşanılan tüm terör olaylarına ve savaşlara karşı çıkıyor
ve nefretle kınıyorum. Bu kınamamı yaparken birincisi insan olmanın gereği olduğundan,
ikincisi de engelli bir vatandaş olduğumdandır.
Çünkü terör olayları ve savaşlar insan hayatına mal oldukları gibi binlerce
insanında engelli durumuna gelmesine neden olmaktadır.
Engelliliğin,
engelli olmanın, engelli doğmanın birçok nedenleri var elbette. Bunları sıralamak
gerekirse başlıca doğum öncesi, doğum esnasında ve doğun sonrası oluşan değişik
nedenler şeklinde açıklayabiliriz.
Bunlardan
birkaç örnek vermek gerekirse de akraba evliliği, çevre kirliliği, nükleer
olaylar, ev, trafik ve iş kazaları geçirilmesi, doğal afetler, terör olayları
ve savaşların yaşanılması diye kısaca sıralayabiliriz. Bir tarafta kendi
elimizde olan nedenler diğer tarafta ise kendi elimizde olmayan dış etkilerden kaynaklanan
nedenlerden dolayı engelli oluyoruz.
Yukarıda
kısaca başlıklar halinde sıralamaya çalıştığım nedenlerden dolayı belki
vatandaşların tümü engelli doğmayabilir veya olmayabilir.
Ancak
bunlar arasında bulunan iki olay nedeniyle belki insanların tümü kolundan,
bacağından, gözlerinden, kulaklarından veya başka organlarından engelli
olmayabilir. Ama bu iki olay nedeniyle insanların tümünde de engellilik ortaya
çıkmaktadır.
Bu
iki olaydan biri terör olayları diğeri
ise savaşlardır. Terör olayları ve
savaşlar nedeniyle insanların onlarcası, yüzlercesi hayatını kaybediyor,
binlercesi de yaralanıyor ve engelli konumuna düşüyor. Ancak farkında
olmadığımız bir durumda bu olayları gören, yaşayan, haberlerde okuyan, izleyen
milyonlarca insanımızda psikolojik olarak hastalanıyor, ruhsal çöküntü yaşıyor ve
engelli haline geliyor.
Hangi
insan gazetelerde ve televizyonlarda terör olayları, savaşları, cinayet ve
şiddet haberlerinde ölen ve yaralananları gördüğünde “ben etkilenmiyorum” diyebilir. Kendine insanım diyen ve insanlığın
özünü taşıyan her insan ölen ve yaralananların kimliğine,
fikrine, inancına, düşüncesine vb bakmadan bu olaylar karşısında
etkilenmekte ve psikolojik olarak ruhsal çöküntü yaşamaktadır.
Sözün
özü olarak, yukarıda da belirttiğim gibi yaşadığımız her terör olayı ve savaş
karşısında onlarca, yüzlerce insanımız hayatının kaybediyor, binlercesi de
yaralanıyor ve yaralananlarla beraber bu olayları gören, okuyan ve izleyen
milyonlarca insanımızda engelli durumuna geliyor. İşte bu nedenle engelsiz bir
dünya engelsiz bir Türkiye için nereden gelirse gelsin, neyden kaynaklanırsa
kaynaklansın tüm terör olaylarını ve savaşları şiddetle kınıyorum.
Artık yüreklerde sızı, gözlerde yaş son bulsun, canlar hayat bulsun!
Yorumlar
Yorum Gönder