27 Şubat 2017 tarihinde bir
işlem yapmak amacıyla İzmir 16. Noterliği’ne giden bedensel engelli milli
tenisçi Büşra Ün, tekerlekli sandalye kullandığından mimari engeller nedeniyle
binaya giremez. Binaya girebilmesi için tekerlekli sandalyesi ile önündeki 25
basamaklı engeli aşması imkânsızdır.
Everest dağı gibi önünde
aşılması gereken tam tamına 25 tane merdiven basamağını daha öncede gittiği
için bilen Büşra Ün, bu defa yanında bir arkadaşı ile gider.
Engelliliğinden dolayı o
güne kadar karşısına çıkan her engeli azimle aşarken bu defa düşünce engelli
insanların noterin bulunduğu binada önüne çıkardığı bu mimari engeli
aşamayacağını bildiğinden yanında birlikte gittiği arkadaşı yukarı çıkarak işlemleri
yapar.
Arkadaşı tüm işlemleri
tamamladıktan sonra Büşra Ün’ün imzası gerektiğinden yukarı çıkması gerektiği
söylenir. Tekerlekli sandalyesi ile yukarı çıkamayacağını söylemesi üzerine
noter görevlisi aşağıya gelerek imzasını alarak işlemini yapar ve sonunda ödeme
makbuzunu Büşra Ün’e uzatır.
Makbuzu alan Büşra Ün, ödeme
tutarına bakınca hayretler içerisinde şaşırıp kalır. İmzasını almak amacıyla
bürodan çıkarak 25 basamak merdiveni inerek aşağıya geldikleri için 17.74 TL
ücreti makbuza yansıtmışlardır. Yazılan 17.74 TL sının adını ise utanmadan “Yol
ücreti” diye yazmışlardır.
Makbuzda yazılanı gördüğünde
şaşkına dönen Büşra Ün, sosyal paylaşım sayfasında “#Engellilik nedir diye
soranlara ‘Noterde 25 basamak merdiven çıkamadığımda kişilerin aşağı gelmesi
için 17,74 TL ödemektir.’ deyin” yazarak paylaşır. Bu paylaşımdan sonra yaşanan
bu çirkin olay sosyal medyada bir anda çığ gibi yayılır.
Sosyal medyanın gücü bir kez
daha ortaya çıkar ve Ün’ün yaşadığı çirkin olayı kısa zamanda duymayan kalmaz.
Haberi duyan binlerce insan, “Akıl almaz bir olay… İnsanlık ölmüş... Binaları
engellilere uygun yapın o zaman... Engelli zihniyet! Bunun adı vicdansızlık!
Bunun hesabı sorulsun... Bu yaptıkları terbiyesizlik inşallah cezasız kalmaz…
Yazıklar olsun!.” gibi sözlerle tepkilerini göstererek Ün’e destek verirler.
Sosyal medyada çığ gibi
yayılan olayı duyan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bizzat konuya el atar. Adalet
Bakanı Bekir Bozdağ'ın talimatıyla hareket geçen Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri
Genel Müdürlüğü Türkiye Noterler Birliği'ne konuyla ilgili bir yazı yazarak
konunun incelenerek fazla ücret alındığının tespiti halinde fazlalığın
ilgilisine iadesinin sağlanmasını ve ilgili Noter hakkında 1512 sayılı Noterlik
Kanununun 125. ve devamı maddeleri uyarınca gerekli işlemlerin yapılmasını
ister.
Adalet Bakanlığını talimatı
üzerine inceleme başlatılırken Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Yunus Tutar da, Büşra Ün’ün işleminde bir hata yapıldığını ve bunun
düzeltildiğini belirten açıklama yapar. 16.Noter yetkilileri de Büşra Ün’ü
arayarak yapılan hatadan dolayı özür dileyerek alınan ücreti iade ederler.
Noter hakkında bir diğer
incelemeyi ise İzmir Valiliği Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu
yapar. Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu’nun yaptığı inceleme
sonucunda İzmir 16’ncı Noter’in hizmet vermekte olduğu işyerinde otopark, bina
girişi, iç kapıları, tuvaletler, bina içi yatay dolaşım, bina içi dikey
dolaşım, acil durum ve bina tesisatı, yönlendirme ve işaretlemeler,
hissedilebilir yürüme yüzeyi ve işaretlemeleri ile ilgili olarak formun dokuz
ayrı bölümünde eksiklikler tespit edilir. Denetleme sonucunda hazırlanan rapor
doğrultusunda 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun hükümlerine göre bina
sahibine 3 bin lira, notere de kamu kurumu olması nedeniyle 15 bin lira idari
para cezası uygulanır.
Yaşadığı sorun hakkında bir
açıklama yapan Büşra Ün, “İşlemin son aşaması olan imza için noterden bir
görevli yanıma geldi ve imzamı aldı. Daha sonra çıkan belgede noterlik
işleminin yanı sıra 17,74 liralık yol ücreti de çıktı ve bu ücret benden tahsil
edildi. Engelli rampası bulunmayan noter binasına giremediğim için benden yol
ücreti alındı. Rampanın olmadığı yerde binaya girişim söz konusu değildi. Bunu
sosyal medya aracılığıyla duyurdum ve bu ücretin bana iadesinin sağlanacağı
söylendi. Sosyal medyada bunu paylaşmam, bu ücretten ziyade noter binasına
girişte rampanın olmamasıydı. Amacım sesini duyuramayan diğer engellilerin de
sesi olmaktı. Duyarlı insanlar sayesinde hallettik.” dedi.
Şimdi gelelim konunun özüne…
Arkadaşımızın yaşamış olduğu erişilebilirlikle ilgili mimari sorunu bu ülkede
yaşamayan bir tane dahi engelli olduğunu sanmıyorum. Hemen hemen her gün
yaşadığımız ve karşılaştığımız sorunların başında gelmektedir. Bu noter binası
olabilir, valilik binası, belediye binası, eğitim ve sağlık binası, mağaza,
market, lokanta kısacası aklınıza gelebilecek tüm kamu ya da özel binaların
genelinde de yaşadığımız ana sorundan birisidir… Erişilebilirlik ve
ulaşılabilirlikle ilgili sorunların çözümü amacıyla 2005 yılında 5378 sayılı
Engelliler Kanunu çıkarıldı ve bunun gerçekleşmesi için 7 yıllık bir süre konulmuştu.
Ne hikmetse bu 7 yıllık sürenin dolmasına birkaç ay kala kanun değişikliği
yapılarak bu süre 1 yıl direkt 2 yılda dolaylı olarak süreyi 10 yıla
çıkardılar. Şu anda 13 yılın dolmasına 4 ay kadar bir süre kaldı. Anlaşılan bu
gidişle ikinci 7 yıllık sürede dolacağı gibi daha kaç 7 yıllık süre dolar onu
da bilemiyorum. Bildiğim tek şey varsa o da kanun koyucular ile kanun
uygulayıcıları bu sorunların çözümüyle ilgili ne üzüm yemek istiyorlar ne de
bağcıyı dövmek…
Sözün özü olarak, Büşra Ün arkadaşımızın yaşadığı sorun sosyal medyaya yayılınca yetkililer hiç vakit kaybetmeden soruşturma üzerine soruşturma açarlar. Peki, soruşturma sonunda gerçekten sorun halledildi mi? Bana göre halledilmedi. Çünkü asıl sorun arkadaşımızdan “yol ücreti” diye alınan para ya da notere kesilen ceza değildir. Asıl sorun binanın/binaların erişilebilir olmayışından kaynaklanmıştır. Yaşanan sorun üzerine harekete geçen İzmir Valiliği Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu da bir inceleme başlatır ve erişilebilir olmayan noter binasına ivedilikle ceza keserler. Peki, ceza kesilmesiyle noterdeki erişilebilirlik sorunu bitti ve çözüme kavuştu mu dersiniz? Tabi ki cevabımız hayır olacak. Halen o noter başta olmak üzere binlerce kamu kurumuna giden engelliler erişim sorunu yaşıyorlar. Merak ediyorum bu olay sosyal medyada bu kadar ilgi görmeseydi yine soruşturma açılır ve ceza kesilir miydi? Ya da sosyal medyaya yansımayan, sesini duyuramayan milyonlarca engelli insan ne yapacak?

Yorumlar
Yorum Gönder