Bu ülkede bir engelli birey
olarak yaşıyorsanız sık sık karşılaştığınız olaylar nedeniyle ya ağlanacak
halinize gülersiniz ya da gülünecek halinize ağlarsınız.
Yazdığım konuyu sizlerin
nasıl karşılayacağınızı ve ne yapacağınızı bilemiyorum. Ağlar mısınız ya da
güler misiniz bilemiyorum.
İnanın ki yazdığım konuyu
okur okumaz ben bile ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırdım. Bu konuyu okuduğum
anda geçtiğimiz hafta yazmış olduğum “O
Aracı Sürüyorsan/ız Paşa Paşa Açacaksın/ız” başlıklı yazımda geçen olayı
hatırlamıştım.
Sizlerinde hatırlayacağı
gibi 5 Ocak 2017 tarihinde İstanbul’da İETT otobüsüne tekerlekli sandalyeli bir
yolcu binmek istediğinde sürücü rampayı açmak zorunda olmadığını belirtince
aralarında tartışma çıkmıştı. Tartışma başka bir yolcu tarafından cep telefonu
ile kamera ile çekilerek sosyal medyada paylaşılınca büyük bir yankı
uyandırmıştı. Olay sosyal medyaya ve basına yansıyınca bir hayli ses getirmiş ve
bunun üzerine İETT sürücünün görevden uzaklaştırıldığına dair bir açıklama
yapmıştı.
Gelelim bana İstanbul’da ki
İETT olayını hatırlatan habere. Haberi 19 Ocak tarihinde okudum ve izledim.
Haberdeki olay “Otobüse Binemeyen
Engelli Yolcu Firmaya Açtığı Davayı Kazandı” başlığıyla İngiltere’de
geçiyordu. Haberin detayı şöyleydi.
“Otobüse Binemeyen Engelli Yolcu Firmaya Açtığı Davayı Kazandı”
“İngiltere'de otobüste
engelliler için ayrılan alana bebek arabası bırakıldığı için otobüse binemeyen
ve otobüs şirketini dava eden Doug Paulley, firmaya açtığı davayı kazandı.
İngiltere'de 4 yıl önce
yaşanan olayda, tekerlekli sandalyesi ile binmek istediği halk otobüsünde
kendisi için ayrılan alanda yer bulamayan bedensel engelli Doug Paulley, otobüs
firmasına açtığı davayı kazandı. Paulley, dava sonucunu bir zafer olarak
değerlendirdi.
Tekerlekli Sandalyeler, Bebek Arabalarından Öncelikli Olmalı
Davada, otobüs şoförünün
bedensel engelli Paulley'e tekerlekli sandalyesi için otobüste yer açması için
daha çok gayret göstermesi gerektiği ve halk otobüslerinde tekerlekli
sandalyelerin bebek arabalarından öncelikli olması gerektiğine karar verildi.
Şoförün Uyarısına Karşı Arabayı Kaldırmayı Reddetti
İngiltere'nin Leeds kentinde
dört yıl önce yaşanan olayda bedensel engelli Paulley, tekerlekli sandalyeleri
için ayrılan alanda bebek arabası bulunması nedeniyle otobüse binemedi. Şoförün
uyarısına karşın bebek arabasını yerinden kaldırmayı reddeden yolcu yüzünden
otobüse binemeyen Paulley, otobüs firması FirstGroup'a dava açtı.
Otobüs Şirketi Kuralları Çiğnedi
Paulley dava gerekçesinde
otobüs şirketinin "gerektiği durumlarda bebek arabalarının bulunduğu
alanların tekerlekli sandalyelere bırakılması gerektiği" kuralını
çiğnediğini belirtti.
Dava 4 Yıl Sürdü
Yüksek mahkemeye kadar taşınan
ve 4 yıl süren dava sonunda yargıç Paulley'i haklı buldu. Mahkeme başkanı,
otobüs şoförünün yolcuların durumlarını dikkatlice göz önünde bulundurması
gerektiğini, bebek arabalı yolcunun yer vermeyi reddetmesi halinde otobüsü
hareket ettirmeme gibi yaptırımlarda bulunması gerektiğini kaydetti.
Binlerce Engelli İçin Zafer
Dava sonucunu büyük bir
sevinçle karşılayan Paulley, ise söz konusu kararın kendisi gibi engelli olan
binlerce insan için bir zafer niteliğinde olduğunu söyledi.
Eşitlik ve İnsan Hakları
Komisyonu ise kararın engelli insanların hakları için bir zafer olarak
değerlendirdi.”
Gelelim bizim ülkemizde
yaşadığımız benzer olaylara. Doug Paulley’in yaşadığı sorunun aynısını ilimizde
ve ülke genelinde ben ve benim gibi tekerlekli sandalye kullanan engellilerin
birçoğu yaşamıştır.
Yazın güneşin yakıcı sıcağı
altında, tozun toprağın içerisinde, kışında yağmurun, karın ve soğuğun altında
otobüse binmek için durak dışında beklersin. Durak dışı diyorum ya bakmayın
ülkemizde hiçbir otobüs durağı tekerlekli sandalyeli engellilerin beklemesine
uygun yapılmamıştır. Genelde durak içinde değil bilakis dışında beklersiniz.
Gelen otobüs eğer ki tekerlekli sandalye ile binmeye uygun ise binmek
istediğinizi şoföre belirtirsiniz. O kadar beklemeden sonra gelen otobüs
doluysa eğer şoför, “Araç dolu, yer yok
arkada gelen araca binin” der ve sizi dinlemeden hareket edip gider. Ya da
otobüs içerisinde tekerlekli sandalye ile duracağımız yerde bebek arabası varsa
yine binemeyip bir sonraki aracı beklemeye devam edersiniz. O esnada yağmur ya
da kar yağıyor olsa da dolu diye araca alınmazsınız. Çok nadirde olsa aracın
şoförü engellilere karşı duyarlıysa eğer araç içinde yer olsun olmasın
engelliyi bindirmek için üstün gayret gösterir ve bindirmeden gitmez.
Bahsettiğim bu olayın
aynısını 16 Ocak günü Yücel Doğanşahin adlı arkadaşımız merkez otobüs durağında
yaşamıştı. Binmek isteği otobüse önce diğer yolcular alındıktan sonra
arkadaşımıza yer yok işareti yapan sürücü çekip gider. İşin tuhafı nedir
biliyor musunuz, yer yok diye sizin alınmadığınız otobüse o esnada durakta
bulunan diğer vatandaşlar alınıyor ve siz orada bırakılıyorsunuz. Şimdi yazımın
başında neden ağlanacak halinize gülersiniz ya da gülünecek halinize ağlarsınız
dediğimi anladınız mı?
Sözün özü olarak, bu konuda
olması gereken otobüs şoförü araç içerisinde yer olmasa dâhi yolcuları indirip
engelli yolcuyu bindirdikten sonra tekrar inen yolcuların içeri alınmasıdır.
Hatta durakta engelli yolcu varsa önce onun binmesi sağlandıktan sonra diğer
yolcuların alınması gerekmektedir. Ne engelli yolcu mağdur olur ne de diğer
yolcular. Ancak bizim ülkemizde bunun tam tersi yapılmaktadır. Anayasa ile
getirilen pozitif ayrımcılık engelli için değil de normal yolcular için
uygulanmaktadır. Bu arada belediye otobüslerinin normal kapasitelerinin
üzerinde yolcu alması da ayrı bir sorun olduğu gibi yaşanan mağduriyeti de
artırıyor. Engelli ya da engelsiz tüm yolcular kapasiteden fazla yolcu
alınmasından hem mağdur oluyor hem de rahatsız. Bu sorununda çözüme
kavuşturulması gerekiyor. Tabi ki en önemli çözüme kavuşturulması gereken de at
gözlüğü takarak sadece kendi penceresinden dünyaya bakan insanların
zihinlerindeki engellerin kaldırılmasıdır. At gözlüğü atılmadıkça zihinlerdeki
engeller kaldırılmadıkça bu sorunları daha çok yaşarız.

Yorumlar
Yorum Gönder