İnsanlar ev almaya
kalktığında büyüklerimiz her zaman “Ev
alma komşu al” diye bir söz kullanırlar… Söylenen bu söz aslında
atasözlerimiz arasında en yaygın bilinen bir sözdür…
“Ev alma komşu al” diye bilinen bu atasözümüz ile ev satın alan bir kimsenin, evi ne
kadar iyi olursa olsun, komşusu kötü ise o evde huzur bulamayacağı, komşuluk
ilişkilerinde iyi bir komşuya sahip olmanın çok önemli olduğunu ve komşuluk
haklarına saygı duymak gerektiği belirtilir.
Komşulukla ilgili olarak
söylenen atasözlerimiz elbette sadece bu değildir.
Bu konuyu neden ele aldığıma
gelince geçtiğimiz 7 Nisan 2017 tarihinde yazılı ve görsel tüm medya
organlarındaki haberlerde gördüğümüz bir olay izleyenlere “Komşuluk bitti mi?” dedirtti.
Haberlere yansıyan ve
izleyenleri derinden etkileyen ve komşuluk ilişkilerini sorgulatan olay Antalya
ilinde yaşanıyor…
“Antalya Tek İsteği Engelli Kızını Sokağa Çıkarabilmek” başlığı ile haberlere
yansıyan olayın detayları şöyleydi.
Antalya'da 55 yaşındaki
Fazlı Yuka'nın, doğuştan yüzde 94 bedensel engelli kızı 27 yaşındaki Merve Yuka
için apartmana engelli rampası yaptırmasına, bina sakinleri onay vermedi. Gözü
yaşlı baba, kızı için çözüm arıyor.
Yenigün Mahallesi 1040
Sokak'ta bulunan M. Toru Apartmanı birinci katta oturan Fazlı Yuka, doğuştan
yüzde 94 bedensel engelli kızı Merve için kendi çabasıyla binaya engelli
rampası yapmak istedi. Apartman sakinlerinden izin çıkmaması üzerine Yuka,
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'dan destek istedi. Talebe olumlu yanıt
veren belediye yetkilileri, bunun için apartmandaki kat maliklerinin karar
alması gerektiğini söyledi. Kat malikleri toplantısında rampa yapılması 5'e
karşı 8 oyla reddedildi.
Kızının özgürlüğü için
yılmadan mücadelesine devam edeceğini söyleyen Fazıl Yuka, “Kızımın eve kapanıp kalmasını istemiyorum. Bu yüzden binaya bir rampa
yaptırmak istedik. Buna kendi imkânlarımla yapacaktım, ancak karşı çıktılar.
Görüştüğüm Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, bütün masrafları
karşılayacaklarını belirterek, apartman sakinleri olarak 'karar' almamızı
istedi. Komşularımızdan 8'i apartmanın görüntüsü bozulacağı gerekçesiyle
olumsuz görüş bildirince rampa yapılmadı” diye konuştu.
Eşi Melek Yuka'nın kızları
Merve'yi taşırken fıtık olduğunu dile getiren Fazıl Yuka, “Yaptırdığım afişi balkonuma astım. Herkesin görmesini istiyorum bu
rezilliği” dedi. Kızı için özel yaptırdığı dairesini satıp gitmek
istediğini de söyleyen Yuka, “Çaresizliğimizi
görenler evimizi çok düşük rakamlarda almak istiyor. Bu yüzden satmaktan
vazgeçtim” dedi.
Fazıl Yuka, bedensel engelli
oğlu 11 yaşındaki Ömer Faruk Yuka'yı da 11 yıl önce kaybettiklerini belirterek,
“Organları 8 kişide hayat buldu. Ben
organları bağışlayıp başkalarının yaşamasına katkıda bulunurken, insanlar bana
engel çıkartıyor” dedi.
Kızının gözü önünde eriyip
gittiğini belirten Melek Yuka da tek isteklerinin bir rampa olduğunu söyledi.
Melek Yuka, “Artık kızımın eve
kapanmasını istemiyorum. Ne olur bize yardım etsinler” dedi.
Artık eve kapanmak
istemediğini söyleyen Merve Yuka ise yetkililerden yardım istedi. Yuka, “Sokağa çıkmak istiyorum. Ne olur yardım
edin” diye gözyaşı döktü.
İşte bu haberi benim gibi
izleyenlerin geneli de derinden etkilenerek engelli kız için binaya daha
sağlıklı girip çıkabilmesi amacıyla rampa yapılmasına izin vermeyen komşulara
demedik söz bırakmamıştır.
Haberi izlerken baba Fazıl
Yuka’nın kızını sırtına alarak mermerden yapılmış olan merdivenleri çıkarıp
indirirken zorlanmasını görünce, “Yazıklar
olsun bu adamın çektiği eziyeti o engelli kardeşimizin feryadını görüp de
sessiz kalan ve gerekli düzenlemenin yapılmasını kabul etmeyen o komşulara”
diye söylendim…
Engelli bir genç kızın
oturduğu binadaki evine rahat girip çıkabilmesi için rampa yapılmasına karşı
çıkan ve komşuluğun öldüğünü gösteren insanlara yine atasözleriyle yanıt vermek
istiyorum.
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” atasözümüzün açıklaması der ki; İnsan, bazen
olmadık zamanda çok küçük şeylere bile ihtiyaç duyduğunda ilk başvuracağı komşusudur.
“Gülme komşuna gelir başına” atasözümüzün açıklaması der ki; Başına gelen bir
felakete başkalarının sevinmesi seni nasıl üzerse, sende başkalarının başına
gelen felakete sevinme.
“Hayır söyle komşuna, hayır çıksın karşına” atasözümüzün açıklaması da
der ki; Komşular birbirleriyle iyi geçinmelidir. Birbirlerinin hakkında iyilik
isterlerse, aynı karşılığı kendileri de görür.
Sözün özü olarak, burada Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın da yaptığına bakılacak olursa 7 Temmuz 2005 tarih ve 25868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5378 Sayılı Engelliler Kanununun 19.Maddesi ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen “Engellilerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır…” diye fıkra eklendiğinden haberi yok galiba. Bununla beraber 22 Nisan 2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yapılarda Engellilerin Kullanımına Yönelik Proje Tadili Komisyonları Teşkili, Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik” çıkarılmış ve bu yönetmelikle de yapılacak uygulamada izlenecek usuller belirtilmişti. Bir zahmet bunları da okuyarak incelesin ve bu engelli vatandaşın yaşadığı soruna ivedilikle çözüm üretsin. Bu sorunun çözüme kavuşması komşuların keyfi davranışlarına bırakılamayacak kadar öneme sahiptir.

Yorumlar
Yorum Gönder