Anayasanın 10.maddesi ile
istediğiniz kadar engellilere pozitif ayrımcılık getirin…
İstediğiniz kadar hangi
yasayı çıkarırsanız çıkarın…
Düşüncelerdeki engelleri
kaldırmadıkça ne yaparsanız yapın boşa kürek sallamış olursunuz…
Bir engelliyi ancak bir
engelli gözüyle bakarak değerlendirmedikçe anlamanız mümkün değildir…
Neden mi bunu diyorum… Gelin
anlatayım sizlere…
Geçtiğimiz aylarda ulusal
medya organlarında yer alan bir haberden dolayı bunu diyorum… Güneydoğu’daki terör
operasyonunda yaralanarak engelli kalan Kemal Sarak’ın yaşadığı olay nedeniyle
diyorum…
Güneydoğu’daki terör
operasyonları sırasında çıkan çatışmada yaralanarak gazi olan Kemal Sarak’ın
yaşadığı olay çıkarılan Anayasa ya da yasaların ne derece uygulandığının bir
göstergesidir…
Aranızda Kemal Sarak’ın ne
yaşadığını bilmeyen varsa, medyaya yansıyan haberi izlemeyen varsa kısaca
anlatayım…
Güneydoğu'daki terör
operasyonu sırasında çatışmada yaralanarak gazi olan Kemal Sarak, evine
giderken saat 00.15 sıralarında Ataköy Metro durağında metrodan iner. Kemal Sarak,
evine gitmek için Metrobüs üstgeçidindeki engelli asansörünü kullanmak ister.
Ancak asansörün kapalı olduğunu görür. Bunun üzerine belediyeye bağlı beyaz masa’yı
telefonla arayan Sarak, asansörün 00.00'dan sonra kapalı tutulduğunu öğrenir.
Duruma tepki gösteren gazi Kemal Sarak, mağduriyetini cep telefonuyla
kaydederek görüntüleri sosyal medyadan paylaşır. Zor durumda kalan Kemal Sarak'a
oradan geçen vatandaşlar, akülü tekerlekli sandalyesinden tutarak yardım edip
üstgeçitten indirir.
Asansörün kapalı tutulmasına
tepki gösteren gazi Kemal Sarak, “Türkiye Cumhuriyetinde askerliğimi yaparken çatışmada
ağır yaralandım. Güneydoğu gazisiyim 23.30 civarında Taksim'den Şirinevlere
metroyla geldim. Ve şuanda köprünün üstünde asansör çalışmıyor. Köprünün
üstünde görmüş olduğunuz gibi engelli tekerlekli sandalyemle beraber mağdur
kaldım. Beyaz Masa telefonunu arayarak yetkili kişiye durumu bildirdim.
Asansörün gece saat 12'den sonra kapalı olduğunu söylediler. Neden kapalı
olduğunu sorduğumda, benimle alaylı bir şekilde engellinin gece 12’den sonra
dışarı çıkmasının yasak olduğunu söylediler. Arkadaş herhalde uykudan yeni
kalkmıştı. Ben bu ülke için bedel ödedim ve bana ağır gelen, bedel ödediğim
ülkede, ‘engelli kişinin dışarıya çıkması yasaktır’ denmesi.” diyerek açıklama
yaptı.
Gazi Kemal Sarak’ın
merdivenlerden indirilmesine yardım eden kişilerden biri olan Serkan Uyumaz da,
“Engelli bir vatandaşımız buradaydı, ben de ona şahit oldum. Şirinevler
metrobüs durağındayız. Engelli bir gazimiz, engelli olan vatandaşlarımız gece
12'den sonra asansörü kullanamıyor ve bu bizim için çok önemli bir konu. Çünkü
engelli olan insanlar bundan yararlanamıyor. Asansör kullanamadığı için
tekerlekli sandalyeyle mağdur kalan insanları merdivenlerle indirmek zorunda
kalıyoruz. Lütfen devlet yetkilerine rica ediyoruz bu konuyu bir an önce çözüm
bulsunlar. Şirinevler'de sürekli oluyor. Gece 12'den sonra bu asansörü
kapatıyorlar. Gece 12'den sonra sahura giden, iftara giden, işinden gelen,
gezmeden gelen engelli vatandaşlarımız burayı kullanamıyor.” diyerek
yetkililere seslendi.
Düşünce engelli insanlar
tarafından ülkemizdeki engellilere yaşatılan birbirinden ilginç bu tür olayları
gördükçe ve izledikçe bir kez daha anladım ki ne kadar yasa çıkartırsanız
çıkartın insanların zihnindeki engeller kaldırılmadıkça her şey boş…
Yasalar çıkarılmış, toplantılar
yapılmış, Engelsiz Türkiye diyerek il il eğitim çalışmaları ile bilinçlendirme
projeleri yapılmış hepsi boşunaymış… Yaşanan bu olaya bakılınca deyim
yerindeyse havanda su dövülmüş anlaşılan…
Sen engelliymişsin, sen
gaziymişsin, sen yaşlıymışsın, sen hastaymışsın kimin umurundaki…
Anlaşılan o ki bu ülkede
engelli olunca öyle canının her istediği saatlerde evinden dışarı
çıkmayacaksın…
Neden mi? Çünkü sen
EN-GEL-Lİ-SİN!!!
Hasta olayım demeyeceksin, akrabadır,
arkadaştır diye ev ziyaretlerine gitmeyeceksin, cenazen varmış, düğünün varmış,
iş görüşmen varmış diye gitmeyi bırak aklından dahi hiç geçirmeyeceksin…
Neden mi? Çünkü sen
EN-GEL-Lİ-SİN!!!
Ne mi yapacaksın? Yapacağın
tek şey var… Engelli olduğun için, gazi olduğun için, yaşlı olduğun için, hasta
olduğun için eskilerin tabiriyle kıçını kırıp evinde oturacaksın…
Neden mi? Çünkü sen
EN-GEL-Lİ-SİN!!!
İşte düşünceli engelli
idarecilerin, siyasetçilerin, insanların çok sevdikleri, baş tacı ettikleri,
yere göğe koyamadıkları engellilere layık gördükleri yaşam biçimi bu… Dört
duvar arasında hayatını yaşayacaksın ve toplum içine çıkmayacaksın…
Sözün özü olarak, kim ne derse desin, hangi yasa çıkarılırsa çıkarılsın bu ülkede engellilere gerçek değer verilmiyor… Kimse aksini iddia etmesin… Biliyorum bazı idarecilerimiz ile siyasetçilerimiz bu sözlerim karşısında engellilere sağlanan ekonomik destekler başta olmak üzere bazı konuları dile getirecek ve engellilere verilen değeri belirteceklerdir… Hiç kusura bakmasınlar verilen ekonomik destekler engellilere değer verildiğinin göstergesi olamaz… Ne zamanki erişilebilir ve ulaşılabilir şehirler, kapalı ve açık alanlar, sosyal, kültürel ve spor alanları yaparsınız, ne zamanki şehir içi ile şehirlerarası ulaşım ve seyahat özgürlüğü sağlarsanız, ne zamanki her insana sağlanan eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik vb gibi eşit haklar sağlarsanız, ne zamanki insan onuruna yakışır bir yaşam koşulu sağlarsanız işte o zaman değer verdiğinizi göstermiş olursunuz… Bilmem anlatabildim… Bu gidişle de galiba “Balıklar kavağa çıkınca” değer verilecek gibi…

Yorumlar
Yorum Gönder