Gün olmasın ki engelliler,
düşünceden yoksun, insanlıktan nasibini almamış, kendini bilmez ve kişiliği
bozuk kişi ya da kişiler tarafından aşağılanarak, hor görülerek, hakarete ve
ayrımcılığa maruz kalmasın.
Engellileri aşağılayan, hor
gören, hakaret eden ve ayrımcı bir tutum, davranış ve söz söyleyerek
ötekileştiren kişi ya da kişiler arasında siyasetçisinden, hukukçusuna kadar,
idarecisinden sanatçısına kadar hemen hemen her meslekten, her gruptan ve her
cinsiyetten kişiyi görmek mümkündür.
Sürekli karşılaştığımız için
artık neredeyse rutinleşen bu olaylardan kamuoyunun da dikkatini çeken yakın
sürede yaşadıklarımızdan birincisi şöyle gelişmişti.
AK Parti MKYK üyesi olan,
eski Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu geçtiğimiz haftalarda sosyal medya
takipçilerinin Ramazan Bayramı'nı kutlamak amacıyla yazdığı paylaşımda büyük
bir gafa imza attı.
Anayasa Profesörü Burhan
Kuzu bayram günü sabah saatlerinde Twitter'dan takipçilerinin Ramazan
Bayramı’nı kutlamanın yanı sıra sosyal medyada kendisine yöneltilen
eleştirilere cevap vermek isterken tam anlamıyla kaş yapayım derken göz
çıkardı.
Engellilerin de büyük
tepkisini çeken Burhan Kuzu paylaştığı twitter mesajlarında, “Sosyal Medyada dolaşan iflah olmaz
zihinsel engelliler dışanda kalan tüm engellilerimizin, bayramını kutlar
yakınlarına sabır niyaz ederim.” dedi.
Kendisini eleştiren sosyal
medya kullanıcılarını attığı mesajda ‘iflah
olmaz zihinsel engelliler’ diyerek rencide etmek isteyen Kuzu, bu mesajıyla
engellilerin tepkisini çekeceğini hesaba katmamışa benziyor.
Bu olaylardan ikincisi ise şu
şekilde yaşanmıştı.
Geçen yıl Survivor Yarışmasına
katılan Çılgın Sedat lakaplı ya da gerçek adıyla Sedat Kapurtu adlı şarkıcının
14 yaşındaki spastik engelli oğlu Siraç hakkında ‘aysegulyuksel9276’ adlı
kullanıcı Twitter’deki sosyal medya sayfasında çok ağır aşağılama ve hakaret
içeren sözler paylaştı.
Şarkıcı olan Çılgın Sedat'ın
spastik engelli oğlu Siraç hakkında iğrenç sözler yazan ‘aysegulyuksel9276’ kullanıcı adlı takipçisi 3 Temmuz’da paylaştığı
twitlerinde “spastik özürlü oğlun var
aynı hayvana benziyor, sen onu nasıl Doğurdun aynı hayvana benziyor… bir
hayvanat bahçesinde nerede kurtulunur Hiç olmazsa rahatlarsın, gezmesini
biliyorsun bir onu Hayvanat Bahçesi’ni vermesin bilmiyorsun spastik özürlü
hayvan oğlun… Tam bir hayvana benziyor tam bir hayvan nasıl evde besliyorsunuz
insan olsa sevilmez…” diye hakaret dolu mesaj yazmasıyla okuyanlar dehşete
düştü.
Takipçisi ‘aysegulyuksel9276’nın
çirkin sözlerini ifşa eden şarkıcı Çılgın Sedat, “Bir insan bunu yazar mı be? Vicdansız şerefini yitirmiş! Sen adamsan
ya da kadınsan yüreğin var ise karşımda söyleyeceksin bunu ama yargı var. Ben
de Siraç’ıma şeref namus sözü veriyorum. Seni buldurup da adalet önünde
hesabını sordurmazsam adam değilim” sözleriyle öfkesini dile getirdi.
Çılgın Sedat’ın spastik
engelli oğlu Siraç hakkında ‘aysegulyuksel9276’ adlı kullanıcı tarafından yapılan hakaret içerikli paylaşımı kendi sosyal medya hesabından
duyurmasıyla yorumu yazan kişiye büyük bir tepki oluştu. Çok sayıda sosyal
medya kullanıcısı yazdıkları tepki dolu sözlerle sanatçıya destek oldu.
Medya organlarında yakından
takip ettiğim bu iki olayda bana geçmiş yıllarda ilimizdeki bir milletvekili ile
basın mensubu arasında geçen olayı hatırlattı. Milletvekili ile basın mensubu
arasında bir soru nedeniyle tartışma yaşanmış ve milletvekili basın mensubu
hakkında “Soruyu soran zihinsel
özürlüdür” diye açıklamalarda bulunmuştu.
Milletvekilinin söylediği bu
sözler üzerine o tarihte TSD Malatya Şubesi Başkanı olmam nedeniyle açıklama
yaparak kınamıştım. Yaptığım açıklamada “Milletvekili
bu sözleri ile basın mensubunu aşağılamak mı istedi, onu küçük gördüğünü mü kastetmek
istedi, ona hakaret mi etmek istedi, onu hakir mi gördüğünü söylemek istedi
yoksa basit, işe yaramaz bir insan olarak gördüğünü mü söylemek istedi
bilemeyiz. Tek bildiğimiz hangi niyetle söylerse söylesin zihinsel engellilerin
adını aşağılamak için, küçük görmek için, hakaret etmek için, hakir görmek için
veya basit ve işe yaramaz görmek için kullanamayacağıdır. Bizler işitme, görme,
zihinsel ve ortopedik engelli olabiliriz ama unutulmasın ki bizler duygu ve
düşüncede, fikirde, üretmede ve yürekte kusurlu ve defolu değiliz. Bizler
engelli de olsak başkaları gibi insani duygularımızı henüz yitirmedik. İdareci
konumunda, yönetici konumunda ve kamuoyu ile medyanın önünde olan insanların
kullandığı sözleri sarf etmeden önce iki defa düşünmeleri ve sözlerin anlamını
bilerek kullanmaları gerekmektedir.” demiştim.
Sözün özü olarak, insanlar
tartıştığı, beğenmediği, kavga ettiği kişileri aşağılamak ve küçümsemek
amacıyla hakaret etmek isterken görme, işitme, bedensel ve zihinsel engelliliği
kullanmak zorunda mı? Düşünce yapımıza, fikirlerimize, görüşlerimize uymayan beğenilmeyen
ve istenilmeyen olaylarla karşılaşınca engelliliğin üzerinden mi karşılık vermemiz
gerekiyor? Karşımızdaki kişi/ler hata yapmış olabilirler, bizlerin yapması
gereken hataya hatayla cevap vermek olmamalıdır. Bunu yapacak olursak hata
yapan kişi/ler/den ne farkımız kalır ki.
Yeri geldiğinde
engellilerimizi çok seven bir toplum olduğumuzu belirtiriz… O kadar çok
seviyoruz ki onları hakaretlerimize, aşağılamalarımıza, hor görmelerimize,
küfür etmelerimize dahi alet edebiliyoruz… Demek ki hem severiz diyoruz hem de
her haltımıza alet ederiz diyoruz.
Bir insanın eğitimi, tahsili, kültür yapısı, yaşadığı yer, cinsiyeti ne olursa olsun bilinçaltında ne yatıyorsa dışa vurumu da o yönde olur. Yazdığım bu örneklerde de görülmektedir. Hiç kimse bu sözlerin yanlışlıkla söylendiğini, gaf yapıldığını, pot kırıldığını ileri süremez. Eğer bunlardan biri doğru olmuş olsaydı çıkar özür dilerlerdi. İster siyasetçi, ister idareci, isterse de herhangi bir kişi olsun her insan hata yapabilir. Ancak önemli olan yapılan hatayı fark eder etmez hatadan dolayı özür dilenmesidir. Bildiğiniz gibi özür dilemek de bir erdemliktir. Ancak özür dilemek için erdemli insan olmak gerekiyor. Bu güne kadar ne bu olaylardan sonra ne de bunlardan önce yaşanan benzer olaylardan sonra birinin özür dilediğini görmedim ve de duymadım…

Yorumlar
Yorum Gönder