Geçtiğimiz haftalarda duyarsız
sürücüler tarafından araca alınmayan engelli bir vatandaşın görüntüsünü medya
organlarında hep birlikte izledik.
Olay anında duyarlı bir
vatandaşın cep telefonu ile çektiği görüntülerde engelli bir vatandaşın
sandalyesini belediye otobüsünün önüne sürerek sürücüyle tartıştığı
görülüyordu.
Bu görüntülerle birlikte “Hangi Ara İnsanlığımızı Kaybettik”
başlığıyla paylaşılan mesajda ise Karaköy’deki bir otobüs durağında daha sonra
adının Yusuf Gül olduğu anlaşılan yaşlı bir engelli vatandaşın 10 dakika
içerisinde 5 tane otobüse binmek istediğini ancak sürücülerin almadan gittiğini
belirtiyordu. Otobüslere alınmayan engelli vatandaşın sonunda isyan ettiğini ve
araçların önünü keserek sürücüyle tartıştığını ve bunun üzerine araca alınmak
istendiğini ancak bununda gerçekleşmediğini belirterek “Engelli amcayı otobüse
bindirecektim ki o an kayıt yapmadığımı gören şoför kapıları kapadı ve gaza
basıp gitti.” deniliyordu.
Görüntülerin başında akülü
sandalyesi ile aracın önünde sürücüyle tartışan engelli vatandaş görüntülerin
sonunda kendisini almadan giden sürücünün ardından “Allah belanı versin, Allah belanı versin.” diyerek sitem ediyordu.
Medya organlarında büyük
tepki toplayan bu görüntülerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı
İstanbul Otobüs İşletmeleri A.Ş. tarafından “…kimi şoförlerimizin kural dışı davranmalarından dolayı münferit bu
tür olaylar yaşanabilmektedir, olay idaremize ulaştığı anda denetim ekiplerimiz
yönlendirilmiş, şoför görevden uzaklaştırılmış olup, sorumlu işletmecisi ve
şoför hakkında tahkikat ve yaptırım süreci devam etmektedir.” şeklinde
yazılı bir açıklama ile gerekeni yaptıklarını açıkladılar.
Yapılan açıklama ise daha
önceki benzer olaylardan sonra yapılan bir açıklamaların benzeri gibiydi. Suç
işleyen hakkında soruşturma açılması, görevden uzaklaştırılması en ufak bir şey
değiştirmeyecekti. Çok geçmeden benzer olaylar her şehirde de yaşanmaya devam
edecekti. Medyaya yansıyanlar, yansıtılanlar şanslıydılar, çünkü en azından
hata yapan görevliler hakkında soruşturma açılıyordu. Ya medyaya
yansıtılamayan, sesini duyuramayan yüzlerce insanın yaşadığı olaylar ne olacaktı?
Yoksa her sorun yaşayan insan sesini duyurabilmek amacıyla yanında basından
birini mi bulundurmalıydı?
Bu olay hakkında da insanlar
tepkilerini gösterirken demedik söz bırakmadılar. “Maalesef sadece şoförler değil insanlığını kaybeden içindeki
insanlarda kaybetmiş tepkisiz kalmak ölümle eşdeğer”, “Arabadaki yolcularda
şoför kadar suçludur. Kimse tepki vermiyor. Hepsi aynı zihniyet.”, “Biz
insanlığımızı kaybettikten sonra ne ceza verirsek verelim fark etmez.”,
“Unutmayalım ki o şoför bizim içimizden çıkıyor. İğneyi kendimize çuvaldızı
başkasına batırmak gerek. Şoförün yaptığı yanlış ancak otobüsün içindekilerde
tepkisiz en az şoför kadar suçlular.”, “Damdan düşenin halini damdan düsen
anlar, içler acısı, otobüse alınmayan insanlığımızdı.” gibi yüzlerce tepki mesajları
paylaşılıp durdu.
Oturduğumuz yerden ne kadar
veryansın edersek edelim bu tür olaylara şahit olan ve olay anında orada
bulunanlar sesini çıkarmadıkça, tepki göstererek müdahale etmedikçe bu
sorunların daha çok yaşanmaya devam edeceğini unutmamamız gerekiyor.
Toplum olarak duyarlı bir
toplum olduğumuz hep söylenegelir. Ancak ben son zamanlarda yeterince duyarlı
ol(a)madığımızı düşünmeye başladım. Böyle düşünmeme neden olaylardan bir tanesi
de son yaşanan bu olay ile buna benzer yaşanan olaylardır. Baksanıza olayın
yaşandığı anlarda gerek araç içerisinde bulunan gerekse de çevrede şahit olan insanlardan
bir tanesi dahi ne tepki gösteriyor ne de müdahale ediyor. Tek yaptıkları şey
oturdukları yerden sessiz sedasız seyirci olup durmaktır. Ne zamanki olay
medyaya yansıyınca o esnada unutulan duyarlılığımız aklımıza geliyor ve ondan
sonrada başlıyoruz atıp tutarak yaygara koparmaya.
Yine hata yapan görevlileri
suçlayıp durduk. Nedense bu tür olaylarda insanların hata yapmasına ve suç
işlemesine neden olan, kalıcı çözüm üretmeyen asıl suçluyu görmezden geliyoruz.
Evet, araç sürücüleri hata yapmış ve suç işlemiş olabilirler, bunu inkâr
edemeyiz. Hatasının, suçunun cezası ne ise görmesi gerekiyor. Ancak asıl suçlu
kalıcı çözüm üretmez ise bu sorunların daha çok yaşanmaya devam edeceğini de
unutmamamız gerekiyor.
Asıl suçlu kim diye merak mı
ettiniz? Elbette ki asıl suçlu devlet yetkilileridir.

Yorumlar
Yorum Gönder