6 Kasım 2019
tarihinde Aksaray ilinde bulunan Merkez Mehmetçik İlkokulu'nda eğitim gören otizmli
öğrenci çocuklar ile ailelerinin diğer öğrenci velileri tarafından yuhalandığı
ve okuldan istenmediklerini hep birlikte üzülerek izledik.
Yaşanan
olayı üzüntüyle izlerken 2018 yılında bir etkinlikte konuşan otizmli çocuğu
olan ailelerin sözleri aklıma geldi.
2018
yılının 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Malatya Otizm Derneği tarafından Malatya
Büyükşehir Belediyesinin destek ve katkılarıyla İnönü Kapalı Çarşı üzerinde ve
2 Eylül gününde ise MalatyaPark AVM’de düzenlenen “Otizm’in Farkında mısınız?” etkinliğine katılmıştım.
İki gün
süren etkinlik kapsamında otizmli ve down sendromlu engelli çocuklar tarafından
dans gösterileri, tiyatro skeçleri, müzik ve spor gösterileri sergilendiği gibi
otizmli çocuğu olan ailelerle de ufak bir söyleşi gerçekleştirilmişti.
Etkinlik
süresince doyasıya eğlenen otizmli ve down sendromlu çocuklar ile aileleri her
fırsatta “otizm bir hastalık değil farklılıktır” diyerek topluma mesaj vererek
bu toplumda bizlerde varız derken Malatya Otizm Denek Başkanı Alaattin Baydaş ise
yaptığı konuşmada, otizmin bilinen tek çaresi kaliteli eğitim ve spor olduğunu
belirterek, “Bugün burada otizm ile
ilgili farkındalığı artırmak için çeşitli gösteriler ile canlandırmaya ve
anlatmaya çalışacağız. Otizm gönüllüsü olarak otizmlilerin dünyasına sizler de
dokunabilirsiniz.” demişti.
Otizmli
çocuğu olan ailelerle yapılan söyleşiyi dinlerken duyduklarım karşısında bir
anda gerilmiştim. 21.yüzyılda, bilgi çağında bulunmamıza ve yıllardır verilen
mücadelelere rağmen halen engelliler ile aileleri bilgisiz, ilgisiz ve duyarsız
eğitimcilerden ve idarecilerden dert yanıp çektiklerini dile getirince deyim
yerindeyse tepem atmıştı.
Aileler
sırayla söz alarak toplum içerisinde, çocuk parklarında, okullarda, toplu
taşımada karşılaştıkları insanların bakışıyla ve yaklaşımlarıyla ilgili
yaşadıkları sorunları dile getiriyorlardı. Konuşmacılar arasında bulunan Ayşe
Ergen adlı annenin söyledikleri ise eğitimcilerin ilgisizliğinin ve
duyarsızlığının had safhalarda olduğunu gösteriyordu.
Ayşe Ergen
adlı anne, “Benim 8 yaşında otizmli bir
oğlum var. Ben size okulla ilgili yaşadığım bir sıkıntıları anlatayım. Ben
Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde oturuyorum. Özel eğitim sınıfı olduğu halde
benim çocuğumu okula almadılar. Yedi ay boyunca uğraşmama rağmen son iki ay
benim oğlum okula gitti. Milli Eğitim Müdürüne gidiyorum ‘Ben otizm nedir
bilmiyorum’ diyor. Otizm sınıfı olan okula gönderiyorlar onlar kabul
etmiyorlar. Özel eğitim sınıfı olan okula almıyorlar. Özel eğitim sınıfı
olmayan öğretmen olmayan boş okula benim çocuğumun kaydını veriyorlar ve geri
almıyorlar. Ben yedi ay boyunca mücadele ettim. Yedi ayın sonunda dernek
başkanımız Alaettin Abi ile konuştum ve sayın valimizin katkılarıyla son iki ay
benim çocuğum okula gidebildi. Bu ailelere neden bu eziyetleri yaşatıyorlar?
Neden benim çocuğumun okumak hakkı değil ki? Bütün çocukların okuma hakkı varsa
benim çocuğumun da hakkı var. Ben haftanın dört günü Doğanşehir’den Malatya’ya
geliyorum. İki gün özel eğitim için geliyorum iki günde spor için geliyorum.
Haftanın dört günü ben çocuğum için geliyorsam onlarda çocuğum okumasına engel
olmayacaklar.” diyerek yaşadığı sıkıntıları dile getirmişti.
Bu sözleri
duyunca tepem atmıştı. Aynı aileler yaşadıkları sorunları o dönem ki Vali
Yardımcısı Regaip Ahmet Özyiğit’in de katıldığı etkinliğin ikinci günü
MalatyaPark AVM’de de dile getirmişlerdi.
İşte bu
olay aklıma geldiği gibi bundan iki yıl kadar önce de ilimizdeki Niyazi Mısri İlkokulu’nda
eğitimin başladığı ilk gün okula giden engelli çocukların sınıfları
kapatıldığından ortada kaldıklarına dair “Okul
babanızın tapulu malı mı?” başlığı ile yazdığım yazıda belirtmiştim.
Yaşanan
sorunlar sadece bunlar değil elbette. Yaklaşık iki üç ay kadar önce
ilçelerimizin birinde yaşayan bir anne (ilçe adı ile anne adı bende mevcuttur)
bana ulaşarak Cerebral palsli çocuğunun eğitimiyle ilgili yaşadığı sorunu
anlatmıştı.
Milli
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Aksaray’daki son olayla ilgili yaptığı açıklamada “münferit” demişti ya işin doğrusu yukarıda
şahit olduğum olaylarda da anlaşıldığı gibi yaşanan, yaşatılan sorunlar “münferit” değil sistematik her yıl her
şehirde yaşanmaktadır.
Eminim ki
sorun yaşayan ve sesini duyuramayan yüzlerce, binlerce başka engelliler ile
aileleri de olmuştur. Olduysa onların akıbeti nasıl sonuçlandı bilinmiyor.
Bakan bey
istediği kadar “münferit” diye
açıklama yaparsa yapsın sorunu yaşayan bizler ve aileler biliyoruz ki bu
olaylar sistematik bir şekilde devam edecektir. Aksaray’da yaşanan olay ise ne
ilk ne de son olacaktır.

Yorumlar
Yorum Gönder