Geçtiğimiz
Eylül ayında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, cadde ve sokaklardaki yaya
kaldırımlarında yaşadığı sorunları tespit etmek amacıyla tekerlekli sandalye
kullanarak teftiş yaptığına dair haberi izledim.
Haber
içeriğine bakılırsa açık Mikrofon ve Halk Buluşmaları kapsamında vatandaşlardan
gelen yoğun sokak ve kaldırım şikâyetlerini dikkate alan Beşiktaş Belediye
Başkanı Rıza Akpolat’ın tekerlekli sandalyeyle Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nden
yola çıkarak Beşiktaş sokaklarında denetim yaptığı anlatılıyordu.
Tekerlekli
sandalyeyle denetime başlamadan önce basın mensuplarına açıklamalarda bulunan
Başkan Akpolat, engelli farkındalığının öneminden bahsederek şunları söylüyordu:
“Seçimden itibaren en çok şikâyet aldığımız konuların başında kaldırım
işgalleri geliyor. Beşiktaş’ın sokaklarının bir yaşam koridorunun olmadığı
belirtiliyor. Beşiktaş’ın sokakları dar; ambulans ve itfaiye bu sokaklara
girmekte zorlanıyor. Açık Mikrofon toplantılarında vatandaşlarımızdan gelen
talepler üzerine bu sorunu değerlendirdik. Sonuçta, kaldırımlar halkındır.
Türkiye
Sakatlar Federasyonu ile birlikte bir çalışma başlatıyoruz. Kentimizin
sokaklarını ve kaldırımlarını engellilerin erişebildiği şekilde düzenlersek,
aslında buraları toplumun bütün dezavantajlı gruplarına açmış olacağız. O
yüzden farkındalık yaratacağız. Bugün, şikâyetlerin yoğun olarak yaşandığı
bölgelerde tespitlerimizi yaparak çalışmalarımıza zaman kaybetmeden
başlayacağız.”
Konuyla
ilgili yaptığım kısa bir araştırmada son birkaç yıl içerisinde değişik
etkinliklerde tekerlekli sandalyeye oturarak empati yapmaya çalışan daha
önceleri görev yapmış olan ve halen görevde bulunan belediye başkanları
arasında Antalya Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Denizli Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Zolan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Foça
Belediye Başkanı Gökhan Demirağ ile Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin
Selvitopu, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Nihat Çiftçi, Bayburt
Belediye Başkanı Mete Memiş, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy,
İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile Maltepe Belediye Başkanı
Ali Kılıç, Kars Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Muğla Bodrum Belediye
Başkanı Ahmet Aras ile Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı ve daha birçok
kişi bulunuyordu.
Bunları
yapanlar sadece belediye başkanları değildi elbette! Valiler, milletvekilleri
ve bakanlarda benzeri uygulamaları yapmışlardı!
Yılın 364
gününde engellileri görmezden ve duymazdan gelen seçilmiş siyasiler ile atanmış
idarecilerden birçoğu özellikle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile 10-16 Mayıs
tarihleri arasındaki Türkiye Engelliler Haftası geldiğinde ne hikmetse ya
gözlerini bağlayarak ya da tekerlekli sandalyeye oturarak engelli taklidi yaparlar.
Yaptıkları bu
göstermelik şovla kamuoyuna “Engellilerde
bu toplumun bir parçasıdır. Onların sorunlarını biliyor ve çözümü için
elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” ve benzeri gibi sözlerle mesaj
vermeye çalışırlar.
Merak
ediyorum, engellilerin cadde ve sokaklarda yaşadığı sorunları tespit etmek amacıyla
tekerlekli sandalyeye oturup engelli taklidi yaparken tuvalet sorunlarını da tespit
amacıyla sonda takıp hasta bezi bağladılar mı? Ya da takıp bağlarlar mı?
Tacize,
şiddete ve tecavüze uğrayan kadınları anlamak için, hayvanların yaşadığı
sorunları anlamak için ne yapacaklar merak ediyorum? Bunların yaşadığı
sorunları da yerinde görmek ve tespit amacıyla nasıl bir empati geliştirecekler
merak ediyorum? Bu örnekleri istediğiniz kadar çoğaltmak mümkündür!
Gözlerini
bağlayarak baston kullanmasalar ya da tekerlekli sandalyeye oturup dolaşmasalar
sorun olduğunu görmeyecek ve kabul etmeyecekler mi? Çözüm üretmeyecekler mi? Bu
nasıl bir mantık, bu nasıl bir düşünce yapısı anlamış değilim!
Belediye
başkanları daha sağlıklı, daha çağdaş ve daha güzel çalışmalar ve hizmetler
üretmek istiyorlarsa yapmaları gereken tek şey 5216 Sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu başta olmak üzere diğer yasaların
kendilerine tanıdığı sorumlulukları ve görevleri kelimesi kelimesine
uygulamaları yeterli olacaktır. Yasaları uygulamaları halinde böyle şov
gösterisi yapmalarına da gerek kalmamış olacaktır. Aksi halde istedikleri kadar
gözlerini bağlayarak ellerinde bastonlarla yürüsünler ya da tekerlekli sandalyelere
oturup dolaşsınlar bunlar kesin çözüm sağlamayacaktır. Olsa olsa lokal anlamda
birkaç yerde ufak tefek düzeltmelerle geçiştirilecektir. Asıl sorunlar ise yaşanmaya
devam edecektir.
Sözün özü
olarak, yasaları uygulamayanların bu tür yollara başvurmalarını engellilere
verdikleri değerin bir göstergesi olarak düşünüyorum! Gerçekten değer vermiş
olsalar yasaları uygulamazlar mıydı? Ne dersiniz haksız mıyım?

Yorumlar
Yorum Gönder